Herkese merhaba,
Bu yazımda The Golden Spoon isimli gece gündüz kendisini açıp izlememe neden olan o diziden bahsedeceğim. Diziye bayıldım, aşık oldum, bağımlısı oldum. İnanılmaz farklı bir senaryosu yok ama dizi bana heyecan ve tutkuyu yaşatmayı başardı. Hemen konusuna zıplıyorum.
The Golden Spoon Konusu
Dizi, bir altın kaşık sayesinde zengin bir arkadaşıyla hayatlarını değiştiren Lee Seung Cheon (başrol erkek) ile Hwang Tae Young (2. erkek) arasında dönmektedir. Kaşık sayesinde hayatını değiştirebileceğini öğrenen Lee Seung Cheon, fakir ama sevgi dolu ailesini, Hwang Tae Young’un zengin ama sevgisiz ailesiyle değiştirir. eski hayatına dönebilmek için 3 hakkı bulunan Lee Seung Cheon bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. Bu ikili kimlikleri için mücadele ettikleri gibi aşık oldukları Na Joo Hee içinde mücadele edeceklerdir.
Bölüm Sayısı | 16 |
Bölüm Süresi | 60 dk |
Yayın Günleri | Cuma – Cumartesi |
Tür | Fantastik, romantik, dram |
The Golden Spoon Oyuncuları
The Golden Spoon Yorum
Dizi beni öyle bir heyecanlandırdı ki uzun zamandır lise dizisinde bu kadar heyecanlanmamıştım. Sanırım dizi 4. bölümden sonra zaman atlaması yapacak ama hiç önemli değil. Dozunda verdikleri her duyguyu sevdim.
Lee Seung Cheon, zorlu şartlarda hayatta kalmaya çalışan bir ailenin oğlu. En yakın arkadaşının maddi sıkıntılar sebebiyle ailecek canlarına kıydıklarını görünce ne pahasına olursa olsun hayatını değiştirmeye karar veriyor.
Tesadüfen karşılaştığı sokak satıcısı bir teyze ise çocuğumuza, zenginlik getireceğini iddia ettiği altın bir kaşık satıyor. Eğer o kaşıkla zengin bir kişinin sofrasında 3 öğün yemek yerse hayatlarını değiştirecekler.
Bir iftira ile okuldan atılmak üzereyken Lee Seung Cheon, Hwang Tae Yong’ın sofrasında 3. yemeğini yiyerek onunla yer değiştiriyor. Eski hayatına dönmek için 1. ay, 1. yıl ve 10. yıl olmak üzere 3 hakkı var.
Ay bir yanda da Na Joo Hee (başrol kız) var. Tabi kii zengin ailelerin klasiği olarak çocuklar beşik kertmesi yapılmış ve zengin yavrumuz Hwang Tae Yong ile nişanlandırılmış.. Ama kızımızın gönlü Lee Seung Cheon’da. Bunlar hayatlarını yer değiştirince dananın kuyruğu kopup ortalık meydan muharebesine dönüşüyor.
Aşk var, tutku var, kıskançlık var, gizem var, heyecan desen o da var. Eee daha ne olsun. Fantastik olması sebebiyle mantıksal bakış açısına zaman zaman düşsem de oraya takılmadan devam ediyorum. School 2015 izleyenler bilirler ki Yook Sung Jae (Lee Seung Cheon) gelmiş geçmiş en sancılı 2. erkek sendormlarında ilk 3’e girmiş biridir. O yüzden içimde kalmış o ukde ile aşk ile huşu ile izliyorum diziyi.
Yeni bir 2. erkek sendromu yaşar mıyım? Sanmam.. Hwang Tae Yong’da maşallah dedirten bir çocuk tabi ama üzgünüm kalbim 2015’de mühürlenmişti.
Neyse bence güzel bir dizi. Entrika, polisiye olmadan dizi izleyemem diyenleri başka duraklara yönlendirerekten kalanları bu diziye davet ediyorum ve izleyin izlettirin kartını kullanıyorum.